65 YAŞ ÜSTÜ İLE NE YAPILMAK İSTENİYOR?

26 Haziran 2020 Yazan  
Kategori Genel, Güncel Bilgiler

 

 

Bu konuda üçüncü yazım. Bir değil, iki, üç oldu… İsterdim ki politikacılar, yöneticiler, aydın ve yazarlar bu konuya duyarlılık gösterip uygulamayı kaldırtabilselerdi. Adeta soykırıma dönüşebilecek 65 yaş yasakları (kısıtlamaları) günde 10 saat (saat 10 ile 20 arası) serbestliğe evrildi. Türkiye’de her şeyin serbest bırakıldığı bir ortamda bu yaş grubuna sürdürülen yasak insan haklarına aykırıdır. Maalesef hiçbir baro bu konuyu yargıya taşımadı ve gündeme dahi almadı. Oysa eşitlik ilkesine aykırı ve insan hakları açısından büyük bir ihlal olan bu yasaklar hâlâ devam ediyor. Hükümetin bu yasağı kaldırma niyeti yok anlaşılan. Bir gün 24 saattir ve hiçbir insanı 10 saatle sınırlandıramazsınız. Bir günün bir saniyesini bile yasaklayamazsınız. Her şeyin her uygulamanın hemen hemen eskisi gibi olduğu bir durumda bir grup insana (65 yaş üstüne) psikolojik, kültürel, ekonomik, sosyal ve bu şekilde sağlık bozucu uygulamaları dayatamazsınız. Ne yazık ki bu konuya hiçbir siyasi parti, dernek vb kurumun itirazı olmuyor. Zannedersiniz ki bu ülkede herkes 20 yaşında, göreceği günler çok… Tuhaftır ki bizi yönetenler ve siyasi parti liderleri 65 yaş üstünde oldukları halde yaşıtlarına bu uygulamayı reva görebiliyorlar. Kendilerine uygulanmayan bu yasakların yaşıtlarına uygulanması onları etkilemiyor. Böylesi bir tavır “egoizm” ile açıklanabilir mi? Onlar 65 yaş üstünü evde tutarak onları korona lanetinden koruduklarını mı sanıyorlar? Mevcut durumun “yeni normal” denilen bir durum olduğunu mu sanıyorlar?  Öyle bir lüks yok, bunu herkes görüyor. Kimse “yeni normal yalanı”na sarılmamalıdır. Dolmuşlardan yine 35 kişi balık istifi ile inip biniyor. Kafeler, kahvehaneler gırla dolu… Yaşlıları seviyoruz ve onları koruyoruz anlayışı bu işin içinde yok, olamaz. Çünkü dünyanın hiçbir ülkesinde sadece 65 yaş üstünü evde tutarak hiçbir önlem almadan korona ile mücadele eden ülke yoktur, olamaz. Ya tam karantina uyguladılar ya da herkese uygulanan belli talimatlar verildi. Ayrım yapılmadı. 65 yaş üstü evde tutularak tecrit edilmedi. Kimse ağaç kovuğundan çıkmadı, herkesin çocukları, kardeşleri, torunları, akrabaları, eşi dostu var. Herkes dışarıdan gelen yakınlarıyla temas içinde oldular. Bu durum bulaşma yönünden tek başına yeterli bir durumdur. O halde yaşlılara adeta ev hapsi uygulamak neyin nesidir? Psikolojik baskı gören ve moral bozukluğu içinde olan bu yaş grubu bu uygulama ile daha çabuk ölmeye başladı mı?  Evde öldükleri için ölümleri koronadan sayılmadı ve hasta yatak sayısında azalma mı oldu? Korona belası bu ülkeye uğradığında ilk yapılması gereken uygulama tüm ülkede istisnasız ve ayrım yapılmadan 30 gün vb süre için tam karantina uygulamaktı. Böyle yapılsaydı 5000’lerde olan ölüm sayısı belki 2000’li rakamlarda olurdu. Bir canın bile önemli olduğu bir anlayışta bunun ne kadar zorunlu olduğu açıktır. Kısacası sadece 65 yaş üstünü adeta ev hapsinde tutarak bu beladan kurtulmak olanaksızdır. Toplum isteyerek ve duyarlılık içinde-özgürlüğü kısıtlamadan-kendince tedbirlere uyma olgunluğunu göstermelidir. Devlet bizim sağlığımızı korumak zorundadır ve bunu yaparken de hiçbir ayrım yapamaz. Belli bir yaş grubuna siz bir şeye yaramıyorsunuz, sizin bir şeye ihtiyacınız yok, zaten boşuna yaşıyorsunuz, asalaksınız intibasını veren uygulamalardan vazgeçilmelidir. Yaşlılara utanma, üzülme, ölümü bekleme gibi duygular pompalamanın çok tehlikeli olduğunu söylemeye çalışıyorum. Üstelik onları aynı yaşta yönetenlere her şeyin serbest olduğunu düşünürsek… Tüm yönetenleri, politikacıları, siyasi partileri, sivil toplum örgütlerini, aydınları, yazarları 65 yaş üstüne uygulanan kısıtlamaları tamamen kaldırmak için empati ve duyarlılığa davet ediyorum. Saygı ve sevgilerimle. Bülent Tekin

Enter Google AdSense Code Here

Yorumlar



Yorum Yaparken Lütfen SeviyeLi YorumLar Yazınız.!