BİTMEYEN AŞK: KARTACA YIKILMALIDIR!
“Ceterum censeo Carthaginem esse delendam.” Latince olan bu cümle kelime kelime tercüme edilirse “Bu arada, kanaatime göre, Kartaca yıkılmalıdır.” anlamına gelir. Romalı senatör Marcus Porcius Cato’nun cümlesidir bu. Zaman zaman bu cümleyi “şu da var ki,” veya “geçerken şunu da söyleyeyim,” “bence,”, “değerlendirmeme göre,” “bu arada kanaatimce” veya “talebim odur ki” anlamında söylemiş olabilir. Ancak kesin olan şey cümlenin sonu daima aynıdır: Kartaca yıkılmalıdır! Senatör Cato söylevlerini daima bu sözlerle bitirirmiş. Her neden bahsederse bahsetsin, lâfı “Kartaca yıkılmalıdır”la bağlarmış. Boş verin başka her şeyi, şunu bunu, esas mesele budur, anlamına gelen bir söz, bir talepti bu. Cato’nun bu emeline (bitmeyen aşkına) nihaye MÖ ...
KARAKUŞİ AŞKI
Yazılarımı okuyanlar çok daha fazla sert ve radikal eleştiri yaptığımı bilirlerdi. Tabii bu eski(ler)de kaldı. Şimdi(lerde) artık yazamıyoruz. Her doğruyu, her söylenmesi gerekeni yazamıyoruz. Yazdırmıyorlar. Yazamazsınız çünkü. Çünkü bir karakuşi ülkesi yaratıldı. Asıl suçlu değil suçlayan suçlu oluyor. Hep haklı olan ve hak verilen suçlular oluyor. Ne yazık ki böylesine yılları yaşıyoruz. Bir sevdadır Karakuşi’ye alıp giden… Bu iktidar kadim bir “iktidar tekniği” kullanıyor: Korkutmak, korku salmak! Her konuda korku üretme zanaatı var. Korku bir devlet zanaatı olarak üretiliyor. Korku rejimi, korku kültürü, korku iklimi yaratma ve korkudan korkutan bir strateji uygulamanın insanlarda yaratacağı tahribatın büyüklüğü nelere kadir olmaz ki? Böylesine ...
KİTAPLARIM

Yeni şiir kitabım Eğiten Kitap Delal Yayınlarından çıktı. Her yazar şairin genelde bir toplu şiirleri olur. Ben de okurlara şiir tadında sunuyorum. Kitabım ile ilgili kısa tanıtımı Eğiten Kitap’tan Evindar Tekin’in sözleri ile sünüyorum: “Kaf Dağı’nın ardındaki efsûnî doğadan, etrafımızda göremeyeceğimiz efsûnî renklerden dokuyor şiirlerini Bülent Tekin… Gri dünyamıza başkaldıran hayal dünyamızla tanıştırıyor bizi, rengârenk oluyor.... Devamını Oku | Şimdi paylaşın!

Büyük(lere) Küçük(lere) Masallar adlı yeni kitabım Eğiten Kitap’tan (Delal Yayınları) çıktı. 200’ün üstünde ders verici özellikleri de olan, kimi gülünç kimi de manidar anlam yükleyen masal ya da küçük öyküler sayılabilen bu kitabımın küçüklere olduğu kadar büyüklere de hitap ettiğini düşünüyorum. saygılarımla. Bülent Tekin .... Devamını Oku | Şimdi paylaşın!

1940-günümüz arasındaki olaylar anlatılır. .... Devamını Oku | Şimdi paylaşın!

1930-1938 yılları arasında cereyan eden olaylar anlatılır. Dersim ve tertelesi (felaketi) hakkında geniş bilgi verilir. .... Devamını Oku | Şimdi paylaşın!
Diger KitaplarımMİZAH KÖŞESİ

Bir Padişah bir gün çok güzel ve süslü bir at’ı getirmiş ve etrafındakilere sormuş. “Bu hayvanın ne olduğunu bileniniz olursa, ona mal mülk vereceğim!Altına boğacağım!..”Etrafındakilerin salyasının aktığını gören Padişah biraz duraksadıktan sonra devam etmiş. “Ancak bilmeyenlerin kafasını kestireceğim!” Bu kolay soruyu hemen yanıtlayıp zengin olmak isteyen bir kişi hemen öne.... Devamını Oku | Şimdi paylaşın!

ASKERSİZ KOMUTAN(?) Bugün biraz mizah yapalım. Size olmuş (yaşanmış) bir Kürt hikâyesi anlatayım. Olay 12 Eylül öncesinde yaşandı: Bir Türkiye Genel Seçiminde. Eski AP (Adalet Partisi) milletvekili Mahmut Kepoğlu seçim döneminde yine (Diyarbakır’dan) milletvekili adayıydı. Parti binasının dışında Silvan’da (Diyarbakır’ın bir ilçesidir) bir lokanta ve kahvehane kiralamıştı. Seçmenleri ve partililer bedava yemek yiyor ve çay içiyorlardı..... Devamını Oku | Şimdi paylaşın!

HELÎS KURUDU! Yeni Türk Lirası’nı(YTL) kullanmaya başladığımız günlerde, para ve hediye alışverişi yapan büyüklerimizin(!), tongaya düşmemeleri için paranın reel değerini bilmeleri gerekiyordu. O zamanlar aklıma bir öykü gelmişti. (Benden söylemesi. Annem hâlâ eski parayı kullanıyor…) Kıbrıs için bu para meselesi ne kadar geçerli olur bilmiyorum ama o günlerde ben bunun Türkiye’dekiler için dikkate alınabilir olduğunu düşünüyordu. Çok ta.... Devamını Oku | Şimdi paylaşın!

AVUKAT Sonuçlanmak üzere davası olan bir adam vardı. Yargılama süreci hep olumsuz gitmişti. Davanın adamın aleyhine sonuçlanacağı hemen hemen kesin gibiydi. “ Davayı kaybedersem mahvolurum,” dedi adam arkadaşlarına üzgünce. “Dava neredeyse karara kaldı. Kaybedersem bitirirler beni, yok olurum…” “Gel sana bir avukat bulalım. Eski avukatını da azlet!” dedi arkadaşlarından biri. “Her davayı kazanan ünlü bir avukat tanıyorum.” “ Ben de onu.... Devamını Oku | Şimdi paylaşın!
Diger MizahlarVİDEOLARIM
Diger VideolarımYAZILARIM
Diger YazılarımGÜNCEL BİLGİLER

“Ceterum censeo Carthaginem esse delendam.” Latince olan bu cümle kelime kelime tercüme edilirse “Bu arada, kanaatime göre, Kartaca yıkılmalıdır.” anlamına gelir. Romalı senatör Marcus Porcius Cato’nun cümlesidir bu. Zaman zaman bu cümleyi “şu da var ki,” veya “geçerken şunu da söyleyeyim,” “bence,”, “değerlendirmeme göre,” “bu arada kanaatimce” veya “talebim odur ki” anlamında söylemiş olabilir. Ancak kesin olan şey cümlenin sonu.... Devamını Oku | Şimdi paylaşın!

Yazılarımı okuyanlar çok daha fazla sert ve radikal eleştiri yaptığımı bilirlerdi. Tabii bu eski(ler)de kaldı. Şimdi(lerde) artık yazamıyoruz. Her doğruyu, her söylenmesi gerekeni yazamıyoruz. Yazdırmıyorlar. Yazamazsınız çünkü. Çünkü bir karakuşi ülkesi yaratıldı. Asıl suçlu değil suçlayan suçlu oluyor. Hep haklı olan ve hak verilen suçlular oluyor. Ne yazık ki böylesine yılları yaşıyoruz. Bir sevdadır Karakuşi’ye alıp giden… Bu iktidar.... Devamını Oku | Şimdi paylaşın!

Tevfik Fikret’in (1867-1915) anlattığı bir av tüfeği hikâyesi var: “Bu tüfeğin hikâyesi uzundur: Bunun (Fransa’nın tarihi bir şehri olan) Saint Etienne’deki silah fabrikasının müdürü tarafından bilhassa bir markiye yadigâr olarak sunulmak üzere yaptırılmış olduğu kesindir. Bu hoş hediyeye karşılık markinin fabrika müdürüne on bin franklık bir hediye gönderdiğini de bütün avcılar bilir. Fakat bu tüfek, markinin elinden feci bir kazanın.... Devamını Oku | Şimdi paylaşın!

Jose Saramago’nun “Görmek/Seeing” romanının konusu, bir önceki (Körlük) kitapta anlatılan körlük salgınının yaşandığı ülkenin başkentinde geçmektedir… Körlük salgınının üzerinden dört yıl geçip her şeyin normalleştiği zamanlarda başkentte belediye seçimleri yapılacaktı. Seçim günü geldi ve vatandaşlar oylarını kullandılar. Ancak sonuçlar çok şaşırtıcıydı. Seçmenlerin büyük çoğunluğu boş oy kullanmıştı. Hükümet bu duruma.... Devamını Oku | Şimdi paylaşın!

Türkiye, belki de bugüne kadar görülmemiş en kırılgan ve belirsizliklerle dolu bir dönemden geçiyor. İktidar çoktandır kurumsallaştırdığı sisteminin yıkılmaması için- baskılar, yasaklar gibi-elinden gelen her şeyi yapıyor. Bir de bunlara İstiklal Caddesi’nde 13 Kasım’da gerçekleştirilen kanlı saldırı eklendi. Hükümet bu saldırının PKK/PYD/YPG tarafından yapıldığını söylese de birçok insan ikna olmadı. Saldırı failleri olarak yakalananlar ve.... Devamını Oku | Şimdi paylaşın!
Diger Bilgiler